Halk arasında anksiyete olarak bilinen kaygı bozuklukları, kişilerin çevrelerindeki ya da kendi vücutlarındaki belli uyaranları tehlike ve tehdit olarak yorumlanması sonucu kontrol edilemeyen sıkıntı, korku, endişe ve gerginlik hissetmeleri sonucunda bu hisleri doğuran olaylardan ve durumlardan kaçınma davranışlarına verilen isimdir.
Kişinin kendini tehlike veya tehdit altında hissettiğinde endişelenmesi, korkması veya kaygılanması tamamen doğal bir içgüdüdür. Titreme, çarpıntı, gerginlik, terleme veya baş dönmesi gibi bedensel tepkiler de kaygı göstergeleridir. Fakat bu göstergelerin şiddetli olması, uzun süre devam edip kontrolden çıkması kaygı bozukluğunun göstergesidir.
Kaygı bozukluğunu anlamak için tehlike ve tehditlere karşı verdiğimiz korku, anksiyete ve panik duygularını anlamak önemlidir. Kaygı bozuklukları diğer adıyla anksiyete içerisinde barındırdığını duygular açısından önemlidir. Temelinde ne olduğunu anlayabilmek gerekmektedir.
Kaygı bozukluklarının nedenleri tam olarak bilinmemektedir. Ancak en yaygın görülen kaygı bozukluğu nedenleri arasında travma yaratan olayların ve genetik faktörlerin olduğunu söylemek mümkündür.
Kaygı bozukluğu teşhisi; bu durumun kişinin günlük hayatını etkiliyor olması, üzüntüye sebep olması, ilaç kullanımına bağlı olmaması ve en az 6 aydan daha uzun sürüyor olması gerekmektedir.
Genelleştirilmiş Anksiyete Bozukluğu: Ortada bir neden olmadan duyulan aşırı endişe ve gerginlik hissiyatı.
Panik Atak: Belirgin bir neden olmaksızın beklenmedik bir anda ortaya çıkan ve zaman zaman tekrarlayan, aşırı panik ya da korkunun hissedildiği ataklardır. Panik atak devamında başka psikolojik rahatsızlıkları ’da getirebiliyor.
Sosyal Anksiyete Bozukluğu: Bireyin günlük normal etkileşimler sürecinde başkaları tarafından gözlem altına alınmaktan veya yargılanmaktan korkmasından dolayı ortaya çıkan yoğun anksiyete, korku, özbilinç ve utanç duygularıdır.
Belirli Fobiler: Yükseklik korkusu şeklinde kendini gösterebilir. Bu korkuya sahip olan kişiler uçağa binmek ya da yüksek katlı evlerde oturmaktan dolayı endişe duyabilir.
Agorafobi: Kalabalığın içinde, acil bir durum yaşandığında hareket kabiliyetiniz kısıtlı olduğu için korku, endişe duyabilirsiniz.
Ayrılık Kaygısı: Kişinin gelişim sürecine uygun olmayan, bağlanılan kişiden (anne, baba, yakın bir aile ferdi vb.) ayrılmayı düşününce bile kişide yoğun strese ve korkuya sebep olan anksiyete bozukluğudur.
Seçici Dilsizlik: Bazı çocuklar ailesiyle iletişim kurabilirken, toplum içinde iletişim kuramamaktadırlar. Bu sosyal kaygıya seçici dilsizlik denmektedir.
Kaygı bozuklukları tedavi edilerek azaltılabilen psikolojik rahatsızlıklardandır. Tedavide en çok tercih edilen yöntemlerden biri psikoterapi uygulamalarıdır. Psikoterapi, davranışsal terapi, ilaçlar yoluyla tedavi edilmektedir. Tedavide bu üç yöntem sıklıkla bir arada kullanılmaktadır. Daha hafif vakalarda psikoterapi ve davranışsal terapi yeterli olabilir.
Anksiyete bozukluğu tedavisi bazen bipolar bozukluk da kaygı şeklinde başlar psikolojik hastalıkların iç içe geçmesi nedeniyle konusunda uzman psikiyatrist ve psikologlar tarafından değerlendirilmeleri, gerekli testlerin yapılması çok önemlidir. Anksiyete psikolog desteği ile yönetilebilir. Kaygı bozukluklarının iyileşme oranının yüksek olduğu bulunmuştur.
Copyright © 2016 Psikiyatrist Prof. Dr. Mahmut Reha BAYAR