Uykusuzluk adıyla bilinen insomnia, uykuya dalmayı ve uykuda kalmayı zorlaştıran ya da çok erken uyanmaya ve yeniden uyuyamaya neden olan yaygın bir uyku bozukluğudur. Uykusuzluk hastalığı olan insanlar, uyandıklarında kendilerini yorgun hissederler. Uykusuzluk sadece enerji seviyesi ve ruh halini değil, sağlığını, yaşantısını, iş performansını azaltabilir. Sağlıklı bir yetişkinin ne kadar uykuya ihtiyacı olduğu kişiden kişiye değişse de uzmanlar gecede yedi ila sekiz saatin yeterli olduğu görüşündendir.
Gün boyu yorulan vücudun dinlenmesi için uyku çok önemli bir zaman dilimidir. Uyku esnasında oluşan sorunlara uyku bozukluğu denir. Bu sorunlara horlama, uyku apnesi, uykusuzluk gibi diğer sorunlar da eklenebilir. Uyku bozukluğu yaşayan kişiler hem bedenen hem de ruhsal olarak kendilerini gün boyunca kötü hissederler. Uyku bozukluğunuz için bir psikiyatriden destek alabilirsiniz. Kızılay psikiyatri merkezlerimizden kolaylıkla randevu alabilirsiniz.
Uykusuzluk (insomnia), uyuyabilme ve uykuyu sürdürmede güçlük çekme, normalden çok erken uyanma, gün içinde uykulu olmak olarak tanımlanır. Herkes birkaç gece uykusuzluk çekebilir ancak bunun haftalar, aylar sürmesi durumunda uykusuzluktan, kronik uykusuzluktan bahsedilebilir. Uykusuzluk ilaç kullanımı, tiroid hastalıkları, gürültü, ışık, kronik stres, depresyon ve psikolojik sebeplerden kaynaklanabilmektedir. Genellikle bunun psikiyatrik rahatsızlıklardan kaynaklandığı ve buna bağlı gelişen ikincil bir rahatsızlık olduğu düşünülür. Her üç kişiden birinde uykusuzluk görülür. Uykusuzluk her yaşta görülebilir ancak kadınlarda ve ileri yaştakilerde görülme sıklığı daha fazladır.
Uyku Apnesi: Uyku bozukluğu çekenler genelde uygunsuz ortamlarda uykuya dalmazlar. Eğer böyle bir durum varsa insomnianın sebebi uyku apnesidir. Gündüz çok fazla uyuklama, yorgunluk, baş ağrısıyla uyanma, horlama ya da uyurken nefessiz kalma uyku apnesi belirtileridir.
Çok uyuma anlamına gelen, aşırı uykusu olma ve gündüzleri uyma eğilimi olmak üzere iki türdür. Genelde başka psikiyatrik rahatsızlıklarla eş zamanlı görülür ancak onların öncülü olduğu zamanlarda olabilir. Patolojik olmadığı durumlarda vardır. Ailede yaygın olmasıyla ya da kişilik özellikleriyle de ilgili olabilir. Hipersomnia akciğer, karaciğer rahatsızlıklarına, beyiz lezyonuna ya da kalp hastalıklarına bağlı da gelişebilir. Bu yüzden hipersomnia şüphesi olan hastaların bir doktora başvurması tavsiye edilir.
Narkolepsi: Gündüzleri aşırı uyuma eğilimi, uyku atakları görülmesi durumudur. Bu kısa süreli uykularda çok çabuk dalma, rüya veya rüya benzeri halüsinasyon görme gibi özellikleri vardır. Gülerken ya da ağlarken kullanılan kasların kontrolünde zayıflama görülür. Sabah uyandığında hemen kalkamama, bir süre hareketsiz kalma gibi durumlar görülür. Yapılan testlerde, narkolepsi hastalarında normalde olması gerekenden çok daha erken (uykunun ilk 5-10 dakikasında) REM uykusu adı verilen faza geçildiği görülür.
Huzursuz bacak sendromu, uykuda hareket bozukluklarından en sık karşılaşılan bozukluktur. Uyurken ya da dinlenme halindeyken bacaklarını hareket ettirme ihtiyacı hissederler. Belirtileri kişiden kişiye değişmekle beraber hastalar genellikle karıncalanma, uyuşma gibi ifadelerle tarif ederler. Bacaklardaki gibi rahatsız edici etkiler kollarda da görülebilir. Hareketsiz bir şekilde yatmaya devam etmek bu hissi arttırır. Bu yüzden bacaklarını hareket ettirerek, gererek bu hissi kısa süreli de olsa geçirmeye çalışırlar. Bu durum bazı hastalarda her gece görülürken bazılarında birkaç gecede bir görülebilir. Uyku kalitesinin düşmesine sebep olur ve sosyal hayatı olumsuz etkiler. Hareketsiz bir şekilde oturmak zorunda oldukları toplantı, sinema, tiyatro gibi yerlerde zorlanabilirler.
Herkes uyurken kötü rüyalar görebilir. Ancak normalde bu rüyaların insanları uyandırmaması gerekir ve tekrar etme eğiliminde değildir. Uyurken sıklıkla korkunç rüyalar görmek ve korku içinde uyanmak rüya sıkıntı bozukluğu işareti olabilir. Uykudan uyandıklarında rüya gördüklerini hemen anlarlar. Ancak bunun tekrar etme eğiliminin yüksek olması uyku kalitesini düşürür ve sosyal, mesleki hayatı olumsuz etkiler.
Genellikle 10 yaş civarındaki çocuklarda görülür. Uyuduktan hemen sonra, uykunun ilk üçte birlik bölümünde görülür çoğunlukla. Yataktan kalkıp bazı otomatik hareketler yapar. Sadece yataktan kalkıp birkaç adım atabilir, giyinir, tuvalete gider ya da eşyaların yerini değiştirebilir, evden çıkabilir bu tarz karmaşık işler de yapabilir. Bu durum bazı yaralanmalara sebep olabileceği önlem almak gerekir. Ancak çoğunlukla tedavi gerektiren bir rahatsızlık ya da başka bir rahatsızlığın işaretçisi olarak görülmez. Yaş ilerledikçe görülme sıklığı azalır, nadiren de olsa yetişkinlerde de görülebilir.
Uyku felci, halk arasında “karabasan” olarak adlandırılır. Uyandıktan hemen sonra ya da nadiren de olsa uykuya dalma aşamasında vücudun geçici olarak hareketsiz kalması durumudur. İnsanlar bu durumda bilinci açık olmasına rağmen bedenini hareket ettiremez. Bu durumla beraber halüsinasyonlar da görülebilir. Bu halüsinasyonlar kişinin içinde bulunduğu durumu normal bir rüya zannetmesine sebep olabilir. Bu yüzden pek çok kişi hareket edemediği rüyalar gördüğünü anlatır. Bu halüsinasyonlar kimi zaman da oda içinde hayali şeyler görülmesine sebep olabilir.
Uykusuzluk tek başına gözlenen, bir sorun olabilir ya da başka koşullarla ilişkilendirilebilir.
Kronik uykusuzluk genellikle stres, yaşam olayları veya uykuyu bozan alışkanlıkların bir sonucudur. Altta yatan nedeni tedavi etmek uykusuzluğu çözebilir ancak tedavi bazı durumlarda yıllarca sürebilir.
Uykusuzluğun yaygın nedenleri aşağıdaki gibi sıralanabilir:
Öncelikle uyku bozukluğu için bir uzmana başvurmanız sizler için daha uygun olacaktır. Ancak daha rahat uyku çekmek için yapabileceğiniz birkaç yöntem bulunmaktadır.
Copyright © 2016 Psikiyatrist Prof. Dr. Mahmut Reha BAYAR